Anasayfa   

Proje
Proje

Faaliyetler

Akdeniz Kalkınma Merkezi

Hellenic Aid


Gökçeada (İmroz)
Tarih

Gelenekler ve Kültür

Gökçeada (İmroz) Yerleşimleri

ΙΜΒΡΟΣ ISLAND

Επιτροπή Μελέτης Ίμβρου και Τενέδου
Gelenekler ve Kültür

GELENEK VE KÜLTÜR
Ege’nin Kuzeydoğusunda bulunan tipik bir Rum adası olan eski İmroz’da yaşam, doğa ve din ile doğrudan bağlantılıydı. Yıllık dini bayram takvimi ile zenginleşen mevsimlerin döngüsü; adanın uzun tarihi ile doğrudan bağlantılıydι. Αynı zamanda, insanların cemaatin koruyucu dokusu içerisinde yaşayarak iletişim kurmak, içini dökmek ve eğlenmek gibi günlük ihtiyaçları ile ilişkili olan gelenek, görenek ve faaliyetlerle bezeliydi. Bunların çeşitliliği, yaratıcılığı şaşırtıcı olup aynı zamanda günlük yaşam, ev ekonomisi, insan ilişkileri ve her köyün kendine özgü karakteri hakkında bize önemli bilgiler sunmaktadırlar.
Adanın bir dizi aydın ve yetenekli insanı sayesinde ada halkı ve ada kültürünün birçok ilginç yönü ve ifadesi bugüne kadar korunmuştur. Bunlara örnek olarak, din adamı ve muallim İmrozlu Bartholomeos Kutlumusianos (1772-1851), İmroz Metropoliti (Piskopos) Nikiforos Glikas (1819-1956) ve İmroz Metropoliti Meliton Hacis (1913-1989), dilbilimci Nikolaos Andriotis (1906-1976), öğretmenler Aleksandros Zafiriadis (1888-1956) ile Kostas Ksinos (1913-1987), ressam Nikos Paleopulos (1908) gibi önemli şahsiyetler sayılabilir. Bu insanlar sayesinde korunan kültürel zenginliklere; halk mimarisi, yerel kıyafetler, dilin yerel lehçesi, efsane ve destanlar, gelenekler, atasözleri, batıl inanç ve itikatlar, hikayeler, vecize ve bilmeceler, yayın faaliyetleri, doğum, evlilik ve ölüm adetleri, bayram gelenek ve görenekleri, müzik, şarkı ve danslar, çocuk oyunları, halk sanatları ve geleneksel meslekler dahil edilebilir.

İmroz’un Müzik ve Dans Geleneği
İmroz’un müziği, Trakya’nın Sporades Takımadaları’na ait olan İmroz, diğer Doğu Ege adalarıyla beraber yüzyıllar boyunca Anadolu kıyılarının doğal uzantısını oluşturmuş, ve «Aiolia Toprağı»’nın kültürel ve tarihsel bakımdan ayrılmaz bir parçası olmuştur [Ç.N.: Aiolia: Çanakkale Boğazı’na kadar İzmir’in kuzeyindeki Anadolu kıyıları ile birlikte bunların karşısındaki adalardan oluşan ve antik çağlarda buralara yerleşen “Aioleis” Yunan kavminden isimlendirilen bölge].
İmroz ve Tenedos, 1923 yılında, Lozan Antlaşmasıyla Türk egemenliğine girmiş olup, bu tecrit durumu yüzünden, Doğu Ege’nin eskiden üniter olan coğrafik yapısının izlerini taşıyan halk müziği ve dans geleneklerini yakın yıllara kadar olduğu gibi muhafaza etmeyi başarmışlardır. Buna karşın, «iç bölge» (hinterland) olarak Anadolu’ya bağlı olan bölgedeki diğer adalar ise, Kurtuluş savaşı sonrasında «ana vatanları» Küçük Asya ile bağlarını kopartarak Yunanistan’a yönelmişlerdir.
Böylece, İmroz’un müzik benliğinin, Anadolu’nun müzikal zenginliğinin etkisini, yerel şivenin güçlü etkilerini barındıran bir “İmroz versiyonunda” taşıdığını ve bunun Ege Denizi müzik kültürü’nün bir parçasını oluşturan “İmroz üslubunu” doğurduğu söylenebilir. İmroz’un halk müziği kültürü, deniz ve ada bölgesi yunan kültürünün müzik türleri kategorisinde yer almakta ve adanın müzik enstrümanlarının ve melodilerinin de gösterdiği gibi, komşu bölgelerden bazı müzikal öğeleri de özümsemektedir.

İmroz’da Geleneksel Mimari
Doğal çevre ile tamamen uyumlu bir kent düzenlemesi
İmroz’un eşsiz güzelliğe sahip yedi köyünden her biri, 1964 yılına kadar 200 ile 2.500 arası nüfusa sahipti. Bu köylerin, kurulma tarihi ve şartları hakkında resmi bilgiler yoktur. Elimizdeki bilgiler, kuruluşları ile ilgili izlerin 17.y.y. ortalarından sonra kaybolduğunu, yapı ve biçimlerini Doğu Ege’nin diğer adalarında (Limnos (Limni), Semendirek, Taşoz) olduğu gibi Makedonya mimarisinden aldıklarını göstermektedir. Bu köyler denizden uzak ve ulaşımı zor bölgelerde bulunmaktaydı.
Uyum yeteneği
İmroz’un Çanakkale Boğazının karşısındaki stratejik coğrafik konumu, geçmişten günümüze kadar Ada’nın kaderini çizmiştir. Çetin doğal ve tarihi koşullar altında yaşamaya mecbur olan Ada halkı, aralarındaki denge ve birlik sayesinde de kuvvetlenen esnek uyum ve sosyalleşme yeteneklerini geliştirmişlerdir. Bu özellikler, ve ekonomik açıdan kimseye bağımlı olmamaları, ada halkının deniz dolayısıyla çevrelerinden soyutlanmalarına ve hakim otoritenin bazen ekonomik sorunlar yaratan ilgisizliğine karşın ayakta kalabilmeleri için kaçınılmaz özelliklerdi.
Bu nedenlerden ötürü, İmroz’daki üretim faaliyetleri dışa kapalı (kendi kendine yeterli) yerel ekonomiye dayanmaktaydı. Kişilere ait tarım mülkiyetleri küçük boyutta ancak herkese yeterli ürün sağlayacak biçimde dağıtılmıştı.
Bu durum aynı zamanda gerekli toplumsal dengeyi de güçlendirmekteydi. Cemaatın birliği geçmişte yaşanarak ortak sosyal tecrübenin parçası haline gelen gelenekler ve katılımcı demokrasi pratikleriyle daha da güçlenmekteydi (unutulmamalıdır ki, İmroz toprakları uzun yüzyıllar boyunca antik Atina demokrasisinin bir parçasıydı). Bütün ada halkı toplum yararına -ve başka alanlarda- yapılan tüm çalışmalara gönüllü olarak katılmaktaydı (yol, okul inşaatı, ürün hasadı, v.d.).
Korsan baskınlarının korkusu ve politik istikrarsızlıklar İmrozluların yerel mimarilerinde tahrik edici zenginlik gösterilerinde bulunmaktan, ulusal ve dini simgeler kullanmaktan (kubbesiz, yüksek çan kulesi olmayan kiliseler, sade öğretim kurumları, malikane tarzı gösterişli evlerin eksikliği, v.d.) çekinmelerine neden olmuştur.
Yukarıdaki bütün bu özellik ve karakteristikler İmroz’un engebeli ve dağlık bölgelerdeki yerleşim alanlarında tamamen belirgindir ve sonuç olarak temel ihtiyaçlara hitap eden, kendi kendine yeterli bir kent düzenlemesi sonucunu doğurmuştur.

Araçlar
Haberler

Sıkça Sorulan Sorular

Site Haritası

İletişim

Kullanım Şartları

Sistemler
e-Learning

Forum

Uygulamalar
Dijital Imroz Rehberi

Eğitim uygulamasi


Malzeme
İnteraktif Harita

Fotoğraflar

Video


Puzzle

Υπουργείο Εξωτερικών

Υπουργείο Εσωτερικών

Ιερά Μητρόπολις Ίμβρου και Τενέδου

 ΚΑΜΕ